Çarşamba, Haziran 18, 2008

taranana nursemayı nişanladık (bu ne demek şimdi)

yukarıdaki tarihe bakmayın aslında bu yazı 5.5.2008 bilemedin 6.5.2008'de yazılmalıydı ki resimler yüklendikten sonra yazılmış olsun. ama dedim ya ufunetler üstümdeydi:)

hani duru'nun "eğer piknik yaparlarsa, çiçeklere oturmasınlar, karıncaları ezmesinler." dediği yursemasıyla harkan'ı muhteşem bi törenle dünya evine girmek için ilk adımı attılar.

Üstelik nişan yüzüklerini dudu'nun dedesi taktı. güzel de bi konuşma yaptı adam ama fazla gürültü vardı pek anlaşılmadı. aşktan bahsetti, birbirlerini sevdiklerinden bahsetti ama yursemalardan daha heyecanlıydı ve yerine oturduğunda elleri titriyordu canım babamın.

Törende Anıç ailesi haricinde tam tekmil ordaydık, üstelik havstralya'dan bile dudu'nun dayısı (aslı benim kuzenim) gelmişti. Aslında ayrı bi post konusu ama araya girmeden edemeyeceğim.

Onunla ayrıldığımızda el kadar, sapsarı, dupduru, dünya güzeli bir bebekti. daha yeni yeni yürüyordu. Annesi ve babası, uzak bir yeni dünyada şanslarını denemek istiyorlardı. nerden baksan rahat bir 20 yıl önceydi. Ondan sonra bir kere 6-7 yaşlarındayken gördüm onu, bir kez de 15-16 yaşındayken ki o gördüğümde de bir gece kalabilmişti benimle ve ben onlarla tatile gidememiştim. Temelde sakin bir çocuktu hatırladığım, suskun... Geleceğini öğrendiğimde hem çok sevinmiş, hem de onu rahat ettirebilir miyiz diye endişe etmiştim. Evet o benim kuzenimdi ama paylaştığımız şeyler o kadar azdı ki... ne sever, ne yapmaktan hoşlanır. Üstelik o sessiz ben sessiz yani bir araya geldiğimizde ya birbirimizin yüzüne bakıp durursak diye epey bi düşünmüştüm. Kolay değil, en sevdiğim dayımın oğlu geliyordu. o ki bizim için deli divane olan, ağzımızdan çıkan bi isteği ikiletmeyen. Ben ki onun ilk yiğeniydim, isterdi ki oğlu beni daha iyi tanısın, o uzak yeni dünyada bilmediği "akraba" olma duygusunun ne sıcak bi şey olduğunu hissetsin.

Geldi, kapıdan içeri girdi, yüzünde kocaman bi gülümseme ile... "Merhaba abla" dedi. Sarıldık birbirimize. Bi garip oldum. Sanki karşımda 23 yaşındaki Yunus vardı. anneannemde kaldığım zamanlar gece geç saatlere kadar gelişini beklediğim. Uyuduysam, gelişiyle uyandığım. Ceplerinde benim için fındık fıstık kuruyemiş şekerleme getiren... Biraz büyüdüğüm zaman mahalleliye ibret olsun da ayaklarını bana karşı denk alsınlar diye sudan bi sebeple (bana baktı diye) mahallenin terzisini döven. Hep ağzında kocaman bi gülümseme ile konuşan. Hem delikanlı (genç) hem de gerçekten DELİkanlı Yunus vardı. Ben kendimi birden 5 -6 yaşlarında küçük bi kız çocuğu gibi hissettim. Sanki gitmemiş, zaman geçmemiş ya da zaman geri alınmış gibi. Bir insan bu kadar mı babasına benzerdi. Bakışı, gülüşü, konuşması, ses tonu, huyu, suyu... Onunla konuşurken bazen kendimi küçük bir kız gibi hissederken, her "abla" deyişinde de annemişim gibi hissettim. Garip bir duygu, yavaş yavaş alıştım Emre'nin Emre olduğu fikrine. Ama arada bi şey yapıyo, bi şey söylüyo, diyorum ya bu benim ilk aşkım Yunus:) Gerçi onu çok fazla misafir edemedim, malum bulunduğum yerde onun iyi vakit geçirmesini sağlayacak imkanlarım yok ama fırsat buldukça ben onun yanına annemlere gidiyor, hem onunla hem de Yunus'la vakit geçiriyorum. İyi ki gelmiş o uzak yeni dünyadan, canım kuzenim.
İşte bizim emre ile sibo'nun fotosu bu. diyeceksin, madem seviyon hiç foto çektirmedin mi? çektirdim de malum blog kuralları kendi fotomu kullanmıyorum.

Yüzükler takıldı. ilk danslar yapıldı, ardından takı töreni. allam o ne öyle yursemalar çil çil altın yaptılar o gece:) tabi altın yanında, gıcır paralarda takıldı. Bi ara duru yanıma geldi. "Anne, bisde yursemaya para takalım mı?" diye sordu. çıkardım çantadan gıcık bi 5 YTL. git tak annecim dedim:))))

İşte bu da dudunun 5YTL'yi taktığının resmidir. Deli gibi tepindi, döndü, zıpladı. Şirin ilçemizin jet sosyetesi orada hazırdı. Bizlerde yeri geldiğinde kalktık iki döndük pistte. Güzeldi işte, eğlendik, süper geyikler çevirdik. Kısmet düğüne daha ayrıntı veririm işallah. Yursema ile Tarkan sizlerinden ellerinizden öper. Hala nişan hediyesi kabul ediyorlar, geç kaldık diye düşünmeyin, gönderin:))

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Guzeller guzeli cifte omurboyu mutluluklar dileriz.
Dayini bunlari okurken gozlerinden yaslar suzulurken gorunce dalga gectim. "Yaslandin, duygusallastin diye"."Ama cok guzel yazmis, gel sende oku" dedi.Aaa o da ne benimde gozlerimden bisiiler suzuluyo. "Canim seninle dalga gectigim icin ozur dilerim".