Salı, Aralık 18, 2007

Gloomy Sunday

sunday is gloomy
my hours are slumberless
dearest the shadows
i live with are numberless
little white flowers
will never awaken you
not where the black coach
of sorrow has taken you
angels have no thoughts
of ever returning you
would they be angry
if i thought of joining you?

gloomy sunday

gloomy is sunday
with shadows i spend it all
my heart and i
have decided to end it all
soon there'll be candles
and prayers that are said i know
but let them not weep
let them know that i'm glad to go
death is no dream
for in death i'm caressing you
with the last breath of my soul
i'll be blessing you

gloomy sunday

dreaming, i was only dreaming
i wake and i find you asleep
in the deep of my heart here
darling i hope
that my dream never haunted you
my heart is telling you
how much i wanted you

Salı, Aralık 11, 2007


Yukarıda fotoğrafta gülümseyen genç çifti hiç tanımadım. Ama bizlerden biri tanıyordu, yoksa nasıl fotoğrafları benim evimde olsun. Anneannemlerin ve babaannemlerin evlerinde bulunan tüm fotoğrafları toplamıştım. Bu da o fotoğraflardan biri. Dediğim gibi, kim olduklarını, ne yaşadıklarını, ne yaptıklarını bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bi zamanlar benim de fotoğraftaki genç kadın kadar genç, umut dolu, masum ve gülümseyerek baktığımdır hayata.
Bugün Ferzan Özpetek'in son filmini izledim. "Bir Ömür Yetmez"... Neden böyle Türkçe'ye çevirdiklerini de hiç anlamadım. Film hakkında bi şeyler yazmak istemiyorum galiba. Sadece Ekşi Sözlük'te bulduğum bi alıntıyı yazacağım. Belki yukarıdaki fotoğrafla bi bağ kurarsınız. Bu gecelik hepsi bu. Varlığına ve gücüne inandığınız yaratıcı hep yanınızda olsun...

Ferzan Özpetek'in 14 şubat 2001 yılında yazdığı dua misali mektuptur.

sevgili gökyüzünün efendisi, seni çocukluğumda pek tanımazdım. sakın onu yapma çarpar, sakın bunu söyleme cezalandırır, derlerdi. sonra yavaş yavaş hayat ile birlikte seni tanımaya, sevmeye başladım. akşamları uyumadan önce seninle gevezelik ederdim. hala ara sıra ederim... çayırlardaki papatyaların, gökyüzündeki yıldızlar olduğunu bilmiyordum daha henüz. aşkı seninle tanıdım. renkler, sevgi, acı, ayrılık, sevinç, özlem. hepsinde buldum aşkını. yıldızların ve yeryüzünün, hepimizin babası, o'na ve denize verdiğin mavi için minnettarım sana. sen bilzeri aşık etmeye devam et. düşman halkları birleştir, barıştır, sınırları kaldır. şaşkın ve çaresiz gençliğe yol göster. insanoğlunun insanlara ve tüm canlılara yaptığı eziyetleri engelle. senin aşkını bilmeyenlere, yeryüzündeki cennet ve cehennem ile aşkı tattır. çaresiz ve yalnız yaşlı varlıklara, sokak köpeklerine, aç susuz yavrulara yeryüzündeki cenneti tattır. gökyüzünün ve hayatın efendisi, bu dünya ki kalp kırılmaları ve beklentileriyle zalim ama yanıtları, asla sona ermeyecek olan tan ve şafak güvencesiyle müşfiktir, bu dünyaya huzur ve teselli ver. çocukluğun ışığına sonsuz bir dönüş gibi adeta yaşlanıyoruz. öleceğiz. ne önemi var? geri gelceğiz. bütün her şey gibi.