Çarşamba, Nisan 16, 2008

Yaşam mı?

gerçi bu yazıyı başka şekilde kaleme alınmış şekliyle burda bulabilirsiniz ama arkadaş blog silmekten sabıkalı olduğu için güvenemedim. kalkar yine siler, sonra dudunun nerden haberi olur değil mi? haa bu arada kendisine tekrar aramıza hoşgelmiş diyorum.

bi akşam yemeğiydi. dudu, ben, yursema... duru önündekileri tırtıklarken konuşmaya başladı.

- biz beysayla konuştuk. karar verdik. yaşlanacağız, sonra da öleceğiz.

gözlerimiz duduya çevrildi. bilmiş bi tavırla bana baktı.

- sen de öleceksin dedi.

sonra yuse ile göz göze geldiler.

- sen de yaşlanacaksın öleceksin dedi.

bu şaşkınlıkla hangimizin ağzından çıktı bilmiyorum ama sofrada bi "nası yani" cümlesi dolaştı.
kafasını yemekten kaldıran Duru, çok doğal bir gerçeği, çok sindirmiş bi şekilde ifade etti.

- YAŞAM BU İŞTE...

geçmişti ama yazalım yine de.

şu bi post altta bahsettiğimiz yuse ile darkan ikilisi, evlilik müessesinin ilk adımı olan söz işini aradan çıkardılar. baş davetli olarak anne kız oradaydık. giyinmesi süslenmesi uzatmıcam, sadece bi kaç cümle yazacağım durunun ağzından.

-------------------------------------------------------
söz merasimi yuse'lerin evinde oldu. gittiğimizde yusenin tüm aile efradı oradaydı, oldukça kalabalıktı. duru bu kalabalığı gördü, koridorda beni çevirip, başıyla içerdeki kalabalığı işaret etti.
- bunlarda söze gelecekler mi?
- kızım söz burada olacak, bi yere gitmeyeceğiz.
:)))))

--------------------------------------------------------
aradan biraz vakit geçti, oğlan tarafını bekliyoruz. duru yine dile geldi.
-müzükçüler ne zaman gelecek?
- müzik yok. oynamak yok bu sefer.
:))))

------------------------------------------------------

- söz esnasında, yüzüklerin ve makasın olduğu tepsiyi taşıma görevi durunundu. hiç bi aksilik yaşanmadan yerine getirdi. Tabi bu görev için evde yaptığımız provalarında hatrı sayılır bi yardımı oldu:)))

- o gün 6 demlik çay demledim. 40 fincan, belki de daha fazla türk kahvesi yapıldı.

- kalabalıkta, kızım istenirken annelerin ruhu duymadı. yüzüklerin takıldığını anca kapı aralığından görebildiler.

- yüzükler takılıp, birbirine bağlı kurdale kesilirken gözlerim dolu dolu oldu. kendi kendime "sana ne oluyo kadın, sanki sen vardin kızı" dedimse de dinletemedim. ağlıyıverdim.

nişan merasimini sıcağı sıcağına ve daha ayrıntılı anlatacağıma söz veriyorum. biliyorum çok merak ediyorsunuz. :)))))