Salı, Aralık 11, 2007


Yukarıda fotoğrafta gülümseyen genç çifti hiç tanımadım. Ama bizlerden biri tanıyordu, yoksa nasıl fotoğrafları benim evimde olsun. Anneannemlerin ve babaannemlerin evlerinde bulunan tüm fotoğrafları toplamıştım. Bu da o fotoğraflardan biri. Dediğim gibi, kim olduklarını, ne yaşadıklarını, ne yaptıklarını bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bi zamanlar benim de fotoğraftaki genç kadın kadar genç, umut dolu, masum ve gülümseyerek baktığımdır hayata.
Bugün Ferzan Özpetek'in son filmini izledim. "Bir Ömür Yetmez"... Neden böyle Türkçe'ye çevirdiklerini de hiç anlamadım. Film hakkında bi şeyler yazmak istemiyorum galiba. Sadece Ekşi Sözlük'te bulduğum bi alıntıyı yazacağım. Belki yukarıdaki fotoğrafla bi bağ kurarsınız. Bu gecelik hepsi bu. Varlığına ve gücüne inandığınız yaratıcı hep yanınızda olsun...

Ferzan Özpetek'in 14 şubat 2001 yılında yazdığı dua misali mektuptur.

sevgili gökyüzünün efendisi, seni çocukluğumda pek tanımazdım. sakın onu yapma çarpar, sakın bunu söyleme cezalandırır, derlerdi. sonra yavaş yavaş hayat ile birlikte seni tanımaya, sevmeye başladım. akşamları uyumadan önce seninle gevezelik ederdim. hala ara sıra ederim... çayırlardaki papatyaların, gökyüzündeki yıldızlar olduğunu bilmiyordum daha henüz. aşkı seninle tanıdım. renkler, sevgi, acı, ayrılık, sevinç, özlem. hepsinde buldum aşkını. yıldızların ve yeryüzünün, hepimizin babası, o'na ve denize verdiğin mavi için minnettarım sana. sen bilzeri aşık etmeye devam et. düşman halkları birleştir, barıştır, sınırları kaldır. şaşkın ve çaresiz gençliğe yol göster. insanoğlunun insanlara ve tüm canlılara yaptığı eziyetleri engelle. senin aşkını bilmeyenlere, yeryüzündeki cennet ve cehennem ile aşkı tattır. çaresiz ve yalnız yaşlı varlıklara, sokak köpeklerine, aç susuz yavrulara yeryüzündeki cenneti tattır. gökyüzünün ve hayatın efendisi, bu dünya ki kalp kırılmaları ve beklentileriyle zalim ama yanıtları, asla sona ermeyecek olan tan ve şafak güvencesiyle müşfiktir, bu dünyaya huzur ve teselli ver. çocukluğun ışığına sonsuz bir dönüş gibi adeta yaşlanıyoruz. öleceğiz. ne önemi var? geri gelceğiz. bütün her şey gibi.