Perşembe, Eylül 13, 2007

buyrun:)

dede - duru ver elini kızım
dudu- ama asansördeyiz dede. sokaklarda caddelerde elimi tutabilirsin ama asansörde tutmana gerek yok ki.
dede- efendim.
dudu- bazı kurallara uymak lazım. böyle şeylere dikkat etmek lazım.

annem babam tv ve bizim ev:)

Bizimkilerin mutad yatılı ziyaretlerinden biri daha. P.tesi günü yeni başlayan "Bıçak Sırtı" isimli diziyi izliyoruz. Dizide Fikret Kuşkan var ki, ben kendileri ile Oktay Kaynarca, Ziya Kürküt ve ismini şimdi anımsayamadığım dört yağız delikanlının üniversite günlüğünü anlatan ve çok da uzun soluklu olmayan (ki muhtemelen "rayting" denen şey icat olmamıştı, olmuştu da nası ölçüleceği henüz keşfedilmemişti ) Gençler isimli dizisinde keşfetmiştim. O zamanlar yaş tabi nerden bakarsan bak 18:) ay en çok hangisi yakışıklı diye işin içinden çıkamaz ama cüsse olarak minyon tipli olan Ziya KürKüt'e zaten düşük not veren ben, Oktay Kaynarca ile Fikret Kuşkan arasında seçim yapamazdım. Oysa ki o iki delikanlı da kapımda karar vereyim de birisiyle çıkayım diye beklerdi. Ama şu da beni düşündürüyordu, şimdi Fikret'i seçiş olsan Oktay onu döverdi. Oktay'ı seçersem de Fikret kendini alkole verirdi. Şimdi düşündüm de iyiki bi karar verip seçmemişim. Yoksa Türk Sineması iki iyi jönden birini kaybetmiş olacaktı.:)))) O zamanki halimi düşündüm de, yarasa kollu kot pantalon içine sokulmuş kazaklar, kazakların kotun içine sokulması yetmezmiş gibi, bir de pantalon paçaları çizmelerin içine sokulurdu. Bi sokulma modasıdır gidiyordu. Aslında sokulma değil de sıkıştırma modasıydı bu. Çünkü yine o yıllarda kıvırcık saçları şakaklardan sıkıştıran kelebek tokalar da modaydı. Ve ayrıca kelebek tokan yoksa, Serpil Çakmaklı modeli saçları bıngıldak hizasında sımsıkı sıkıştırabilirdin. Şimdi olduğu gibi o zamanlar da akranlarına göre irimence bi kız çocuğuydum. Yani şimdiki zamanımla ilk gençlik yıllarım arasında kalan üç beş yıl oldukça formdaydım. Bundan siz okurlara neyse. Lafı nasılda dolandırdım.

Biz ailecek dizi seyrediyoruz. Nejat İşler'i görünce annem bombayı patlattı " aaaa başbakan'ın yiğeni de oynuyomuş bu dizde"
- nası yani anne.
- basbayağı.
- anne hangi başbakanın
-şimdi ki tayyip'in
- hadi be sende
-valla kızım geçen gün duydum.
- olur mu canım
- ya valla ablasının oğluymuş.
şaşırdım ama annem durduk yere söylemez böyle bişi. bi de diziyi seyredecem ya üstünde durmadım.

ertesi gün. günlerdir beklenen bindirbin gece başladı. finalde esas oğlanla kız evlenceklermiş. biri çıkıp esas oğlan bana para vereyim de uyuyalım demiş. esas kız da öteki kıza daha fazla para vereceğini öğrenince bozulmuşmuş galiba tam bilmiyom ama onu seyrederken annem ikinci bombayı patlattı.
-biliyo musun bu çocuk kimle evlendi.
-hangi çocuk anne.
-hani şu gökgözlü çocuk
-halit ergenç mi anne
- hıı evet.
- kimle evlendi.
- ibrahim tatlıses'in kızıyla.
-ibrahim tatlıses'in kızı mı var anne.
-aaa sen nerde yaşıyon. perihan savaş'tan var ya bi kızı.
- haa doğru ya. eee.
- işte onla evlenmiş
-hadi canım
-aaa sen de her dediğime aaa diyon.
- anne karıştırıyon.
- sen de beni iyice saf yaptın ama.
- ne ilgisi var anne.
- valla kız, selda söyledi.
- bak anne gugıla bakarım ha...
- nası bakcan
- bilgisayardan.
-iyi bak da cahil kalma.
-anne bakıyom bak.
-eee bak kızım
- anne halit ergenç o kızla evlenmemiş.
- kimle evlenmiş.
- ............. isimli bi kızla.
- ibrahim tatlıses'in perihan savaştan olan kızı kimle evlenmiş o zaman.
- bi kebepçının oğluyla.
- aaaaa tüh yanlış mı oldu şimdi.
- anneee.
- efenim.
- anne nejat işler de tayyip erdoğan'ın ablasının oğlu değilmiş.
- aaaaa seldada bana hep yalan haber vermiş.
bi kaç dakika sonra.
-yücel. ayla algan kaç yaşındadır.
- bilmem 60 vardır.
-daha fazladır canım ben çocukken o yetişmiş kızdı. (Bu da annemn klasik yaş tahmin raporu.)
- olabilir semra.
- anne bakiim mi kaç yaşında.
- hadi baksana bakalım kaçmış.
- 1937 doğumlu.
-bak dedim ben benden büyük diye.
-bi de ayten alpman'a baksana kızım.
- 1930
-ee tabi vardır o kadar.

Bi ertesi gün. babaşin canı muhallebi istemiş. Saat: 22.30 civarı.
-semra ne kadar süt alayım. bi tane yeter mi?
-yeter mi?
-ne bileyim sana soruyorum.
-bi şişesi anca ona yeter, ben içicem, duru içicek. yeter mi?
- tamam alıp geleyim.
babam bakkala gider. 1 şişe sütle döner. ben supangle yaparken, annemde kocasına nanelimon yapar. içerden babam seslenir
-hanımlar. kıraç'la sezen aksu şarkı söylüyo.
annem yanıbaşımdan aynı şeyi tekrarlar.
-sezen aksu çıkmış. kıraçla söylüyomuş. gel hadi.
-anne gelemem ki kaynamak üzere sen git.
içeri girince şöyle bi konuşma olur.
-yücel hani sezen aksu.
-işte kıraçla söylüyo.
-kocacım bu mu sezen aksu
-değil mi?
-allahını seversen, bu kızın neresi sezen aksu'ya benziyo.
-ne bileyim uzaktan benziyodu.
-eh be kocacım ne kadar uzaktan da olsa. bu kızın boyu uzun. sezen aksu da boy yok. bu kızın dudaklarıince sezen'in dudaklar köfte.
-ne bileyim öyle sandım.
-üstelik sesleri de benzemiyo.
içerden supangle karıştırırken olaya müdahale ediyorum.
- ay anne. babam funda arar'la sezen aksu'yu karıştırmış alt tarafı. senin gibi asparagas yapmıyo.
babamla ikimiz yerlerdeyiz. annem küsüyor.
-aman size de haber vermeye gelmiyo. bundan sonra bi şi duysam da söylemicem. :)))))