Cuma, Aralık 01, 2006

Mektup adresi biliyor!

Daha şimdiden seleler dolusu oyuncağı olan üç yaşındaki bir çocuğa durmaksınız birşeyler alma ihtiyacını anlayışla karşılamaya, sabretmeye çalışıyorum. Ama sanırım sabır çok değil ki zaman zaman sinirlerime hakim olamıyorum. Bunları direkt şahsına söylemeyi de arzu ederdim ama gereksiz gerginliğe yol açmak vereceğin karşılıklarla muhatap olmak istemiyorum.
Sana kaç kez anlatmaya çalıştıysam da, "oyuncağı çok almasaydın.", "daha öbürüyle oynamadı." gibi cümlelerle ifade etmeye çalıştığım, "çocuğa bu kadar hediye almayı keser misin" cümlesini duymazdan ve görmezden gelmen beni zor durumda bırakıyor. Sen sanıyorsun ki seni kıskanıyorum. Aslına bakarsan şöyle oluyor. Ben de kızıma küçük hediyeler almak istiyorum ama evde bulunanların sayısı o kadar çokken, yeni gelen oyuncağında üç kez oynandıktan sonra nereye gittiğini gördüğüm için ertelemeyi tercih ediyorum. Biraz vakit geçsin sonra alırım diyorum. Ya da aldığım hediyeler, öyle cicili bicili, yanar döner, janjanlı şeyler olmuyor. Daha mütevazi, daha işe yarar şeyler seçmeye çalışıyorum. Birlikte her alışverişe gittiğimizde, alabileceği şeylerin ne olduğunu ve kaç tane alabileceğini konuşuyorum onunla, gerekirse fazla paramızın olmadığını, o o yuncağı da başka bi zaman alacağımızı anlatmaya çalışıyorum. Sence neden? Kızım istediklerini yerine getirip yüzündeki o mutlu ifadeyi görmekten mi kaçıyorum. Ya da oyuncağa para harcamayı müsriflik mi sayıyorum. Ya da alım gücüm çok sınırlı olduğu için mi böyle davranıyorum? Cevabı biraz düşünsen bulursun. Bu ve buna benzer yaptığım, söylediğim, anlattığım şeylerin tek bir nedeni var. Sadece yarın yetişkin olduğunda karşılaşacağı dünyaya, gerçeklere, geleceğe hazırlamaya çalışıyorum. Şimdi yaşayacağı küçük hayal kırıklıkları ile her istediğinin her zaman olamayacağı bilgisini öğretmeye çalışıyorum. Yetişkin olduğunda yaşayacağı hayal kırıklıklarına hazır olması, hayata sağlam adımlarla basması, hayatının sonuna kadar yanında olamayacağım gerçeği ile yetişkin olduğunda tek başına ayakta durabilmesi için uğraşıyorum. Dünyanın kendi etrafında döndüğü yanılgısını yaşamaması, doyumsuz, tatminsiz ve mutsuz bir çocuk ve yetişkin olmaması için elimden geleni yapıyorum. Sence ben kızımı sevmiyor muyum?

Ben çocuk yetiştirmeye çalışıyorum. Sadece karnını doyurmak dışındaki sosyal ve ruhsal ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışıyorum. Senin yaptığın gibi iki haftada bir c.tesi pazar alıp, saatlerce oynamak dışında çocuğuma verilmesi gereken öyle çok şey var ki. Birazcık yardımcı olsan ne olur.
Az önce telefondaki sesi ne kadar mutluydu. "Anne bana prenses evi aldılar..." Canım benim nasıl da sevinmişsindir. Ama aranızdan birinin aklına geldi mi acaba? Bu çocuğun annesi geleceğe bir "cindy bebek"mi yetiştirmek istiyor diye. Bu yaşlarda edinilen ve oynanan oyuncakların, çocukların kişiliğini, hayata bakışını, sosyal duruşunu bile etkilediğinin farkında mıydı alanlar. Evet itirazım var. O kadar pahalı bir hediye için çok erkendi. Evet itirazım var, bu dünyada prensesler yaşamıyor. Evet itirazım var , benim küçük tarçınım asla sürtük bir cindy ya da barbie bebek olmayacak. Siz kimin çocuğuna ne hediye ediyorsunuz ya. Büyütme, yetiştirme sorumluluğunu seve seve aldım, kimseye vermeye niyetim yok. Seni anlamaya çalışıyorum ama sanki bilinçli yapıyorsun bunları. Biraz daha özen göster, madem vereceklerin oyunlar ve oyuncaklarla sınırlı, hiç olmazsa benim verdiklerimi sabote etme.

4 yorum:

nu'n dedi ki...

adacım bea bu dördüncü koment denemem. yazdım, sildim ve bi türlü ne diyeceğime karar veremedim. ama ne dersem diyiyim yangına körükle gitmek olacak çünkü her söyleyeceğim. şimdilik susma hakkımı kullanmayı tercih ediyorum. içimden geçeni de sen aslında biliyorsun ya! yerse....

Adsız dedi ki...

bilinçli ebeveyn olmak konusunda konusunda seni kutluyorum ve takdir ediyorum...umarım dediklerin yerine ulaşmıştır ve umarım bişeyler anlaşılmıştır...

hephercokhic dedi ki...

kızlar dinlediğiniz için teşekkür ederim. dinlendiğimi bilmek rahatlatıcı. söyledim rahatladım. aman almışlarsa almışlar. gelip evimize kurar kızımla oynarım prenses evinde, bu arada gizliden gizliye mesajlarımı da veririm, cindy ve barbi bebekler hakkında. de mi ama?

nu'n dedi ki...

araba konusunda ciddiyim. geçen sene amma arandık biliyosun, bölgenin arabasını bile kaçırma planımız taa dün gibi aklımda. ya bi de bebek evi hiç de fonksiyonel diil. alıp tatile gidilmiyo ki:) neyse be kuşum şaka bi yana sıkma canını. vicdan azabının ederi hala bulunamadı.