Pazartesi, Eylül 04, 2006

Unutma, sanma, yanılsama, vicdan azabına dair:)

Bazı zamanlar, elimin altında bi kaç parça karalama kağıdı, bi iki dosya ile evin yolunu tuttuğum olur, yavaş yavaş yürürken bir yandan da kafamdan program yaparım. Eve gideceğim, duduyla oynayacağım, yemek yiyeceğiz, makineye çamaşır atacağım, duduya süt yapacaım, çamaşırları asacağım, duduyu uyutacağım, sonra da çalışacağım.
Bu planların, "duduyu uyutacağım" bölümünden sonrasının gerçekleştiği görülmemiştir, hem görülse bile o zamanlar eve iş getirmediğim zamanlara denk gelir:) Bu nedenle eve gelen işler, geldiği gibi geri döner ama yine de taşımaktan usanmam, o işi vicdan azabına çeviririm.

Bu pazartesi işe gittiğimde, "G" beyi görünce aklıma eve götürdüğüm ve yüzünü açmadığım dosya geldi birden ... "tüh" dedim" gelirken getirmedim de. gidip alsam mı?"... ama bu sorular kısa sürdü.dosyaya gerek kalmadı ve ben unuttum...

Akşam eve geldim. Posta kutusunda bi kredi kartı ekstresi ilginç. iş adresime gelen ekstrenin ev adresimde işi ne? hem ben bu ekstreyi almamış mıydım? eve çıktım. ekstreyi açtım. iş adresi üzerinde ama eve gelmiş. alla allaaaa.

Haftasonu eve getirdiğim dosyayı yana yıkıla aramaya başladım. Ekstrenin akibetini araştırmayı unutarak. Dosya da evraklar da yok yok yok. Sebelle telefon ettim. "ada hiç görmedim" dedi.

İKİ GÜN ÖNCE İŞ ÇIKIŞI

İçses: Bak onu c.tesi yaparım. Bu akşam kızlarla takılır erken yatarım. Bi de şunu yazmayı da unutmayayım. saat kaç? 18.15. hımmmmmm dudunun gelmesine az kalmış. Biraz bekleyeyim balım gelir birazdan çıkarız. Çocuk bahçesinde oturmayayım. Şu kaldırımın köşesi iyi. Dur şu dosyayı altıma koyayım da, hasta olmayayım.

5- 10 DAKİKA SONRA:

Tirilink tirilink. Tirilink tirilink.
-alo
-abla
- efendim sibo
- duruyu mu bekliyom
- hııı
-bekleme servisi geç saat almışlar sana söylemeyi unuttum.
-aaa tamam canım çıkıyorum eve kapıyı aç.

kalkıp eve gittim.

Bi gariplik yok aslında değil mi? Üstüne oturduğum dosyayı kalkarken almayı unutmam dışında. Ona da bi itirazım yok diyelim unuttum. Ki koca insan, koca dosyayı, hatta işini kaldırımın üstünde unutur mu? Tut ki unuttu, ya o almadığı dosyayı eve götürüp aldığını sanırım mı? Sanıp da evde araya araya bulamayınca, taaaaaa telefonlarla dosya mı gördünüz mü diye sorar mı?

Neyse ki, o günü zor da olsa hatırladım, dosyanın izini sürdüm buldum, şimdi güvenli bi şekilde masada yarın işe götürülmek üzere bekliyor.

Bu kadar unutma, sanma arasında vicdan azabımla başbaşa bi gece daha. allah aklıma mukayyet olsun...

not: Ekstre dosyanın içindeydi. işyerinden getiriyordum eve. bulcamayı çözmem de en büyük yardımı ona ve "sen öyle sanmayasın" diyen siboya borçluyum.

12 yorum:

nu'n dedi ki...

ada'm be şu vicdan azabını eve getirme işinden ben de bıktım yaaa!!!!

Mathy dedi ki...

eve getirilen ve yapılmayan işler vicdan azabıdır ama bi o kadarda vicdan azabını geçiren bişeydir...eve getirmezsen "keşke getirseydim" dediğin anlar da olur...bi de unutkanlık çok kötü fena bişey...unutkanlıktan ziyade senin kafanı kurcalayan bişeyler var anladım ben...:P

hephercokhic dedi ki...

sıkıntılı ruhum, vicdan azaplarını yanımda taşımaya devam edeceğim. zannımca şöyle bi faydası oluyo. nitece olarak bu işler yazma çizme işi değil mi? masanın üstünde gördükçe yeni fikirler, yeni cümleler keşfedebiliyorsun ve aslında çok da faydasız olmuyor.

mathy nası bildin, sen bunu bildiğine göre ölceğimi de bilirsin. söyle ne zaman:)))

nu'n dedi ki...

allahtan işimiz yazılı çizili, yoksa nice olur halimiz...:)))
bi de dediğin doğru, iş masanının üstünde bekledikçe yeni bişiyler geliyo insanın aklına, hatta rüya da bile..:P

Mathy dedi ki...

bir pazar günü kuzum, bir pazar günü...:P

Mathy dedi ki...

bi de bende aynı durumdayım da ondan bildim...

hephercokhic dedi ki...

daimi okurum yuse ve sevgili meti, ilginize teşekküreder yanaklarınızdan öperim. Ayrıca eğer pazar öleceksem ne olur bu pazar olmasın meticim...

uNut dedi ki...

ya bu blıglardabi allan kuluda erkek olsun beaaaaaa!!!

her yer "bayan(!)" kaynıoooooo!!!!!

yahu tamamda dosyayı nasıl buldun aplaaaa....halao kaldırımın üztünde mi duruyodu..hiç mi rüzgar esmemiş, yamur yamamış..bı kadar mutlu sonla bitmemeli bu hezeyan!!!!

hephercokhic dedi ki...

Hezeyan:))))
olay şöyle oldu. Birden bi ampul, allam bu ekstre dosyanın en üstündeydi. şimdi posta kutusunda. eve getirmişsem posta kutusuna nasıl girmiş olsun? yoooo hayır eve getirmediMMMMMMMMMMM. ne yaptım, nerde nerde. cuma yattıklarını hatırla hatırla, sanmadan hatırla ne yaptın. işten çıktın. yoldan seslendiler. ..... hanım , kulaklıklarnı çıkardın (müzük dinnemen kusur ya. kafan tam da) ekstreniz geldi buyrun. teşekkür ederim. Yola devam naynirinom nayrini nom. sonra... yürü yürü yürü eve geldim. eve girmedim amaaa evet girmedim ve kaldırımda oturdum. o zaman dosya posta kutusunda olmalıydı. Belki de sığmadı... o zaman Bülent BEYYYYYYYY.... Buyur abla. şey ektre , posta kutusu, cuma ügün, ben... buyur abla. yaaa bi dosya buldunuz mu yolda kaldırımın üstünde... (ama bi utanç ki sorma) haaa abla senin miydi (ya bana abla demeyin , yenge deyin daha iyi ya) benimdi. Valla ikigün soran olmayınca, öbür siteye verdim bi bakalım orda mı? "allam orda olsun orda olsun orada olsUUUUUNNNN" burdaymış abla. Ablan kurvban olsun sana canım kardeşim::)))))

nu'n dedi ki...

vay be desene, öbür site bile vakıf oldu organize işlerin kanun şeysine. bi beyin fırtını yapsak ya:)))))

Mathy dedi ki...

kuzum"hepimiz öleceğiz, üstelik bir pazar" günü geyiği benim en sevdiğim iğrenç erprilerimden birisidir...iğrençlik bakımından çok var ben de ayrı...neden pazar günü, çünküüüüü,hergün bir yerlere pazar kurulur da ondan...ehi ehii...sizin semtin pazarı hangi gün????:PPPPPPPPPPP

hephercokhic dedi ki...

:)))))))))) perşembe ve pazar :))))) seçenekli bi ölüm olacak desene:)))))