skip to main |
skip to sidebar
Bütün günü, oturma odası, mutfak, tuvalet, ada odası gibi muhtelif odalarda geçirdikten epey bi sonra, annesi ile dudu, dudunun picamalarını giymek için ( tabi sadece dudu giyiyio cümle yanlış anlaşılmasın, ikisi bi picamayı giymiyolar allaaa şükür) dudunun odasına girmek üzere elele yürüyerek malikanelerinin uzun koridorlarını katettikten sonra, kapıyı açmaya çalıştılar ama arkadan bi şeyler kapıyı itiyo gibiydi. Annesi önce muhafızlara haber vermeyi düşündü ama sonra vazgeçti. Birazzorladıktan sonra açılan kapının ardındaki manzara yandaki resmi aratmayacak çeşitlilkte ve koca odanın her yanına sirayet etmiş biçimdeydi. Şaşkınlığını gizleyemeyen anne dönüp, biraz da yüksek sesle;
- buranın haline böyle
- allam ne olmuş buraya
- kızım ne buranın hali...
gibi cümleleri kendi içinden söylermişcesine hiç bir tepki vermeyen dudu'ya artık bu kadar dağınık olmaması gerektiğinin dersini verme zamanı diye düşündü. Dudu'yu kucaklayıp komidine oturttu. Bu kez gözleriinin içine bakarak;
- Annecimmm buranın hali ne böyle.
- ..................
- Balım ne buranın haliii...
- ................
- Ne bu böyle yaaa...
diye biten cümlenin ardından gözlerini annesinden ayırmayan Dudu cevap verdi.
- Ada bunun adı dağınık...
- Yaaa öyle mi?
- hı hıı..
- Peki kim yaptı bunu?
- Duduuuu.
- Güzellll. Peki dudu toplamayı düşünüyo mu?
Annesinin gözlerinin içine dikkatlice bakan dudu cevabını verdi.
- Hayırrrrr. Dudu toplamayı düşünmüyoooo...
1 yorum:
çok muhterem Ada hazretleri, orası malikane!!! dudu dağınık toplamak zorunda diiil ki, o dağınık yapmakla mükellef. saçı süpürge hizmetçi estır Ada'yı neden çalıştırıyorsunuz kı kuuuzuum???
ayrıcana psikopat kadın, utanmıyon mu barnak kadar masum kızanı içinden höykürerek sorguya çekmeyee :P
Yorum Gönder